Araştırmada öne çıkan 4 önyargı türünü ve bunların anketinizi etkilemesini nasıl önleyeceğinizi öğrenin

Önyargı, tüm anketlerin baş düşmanıdır. Anketi oluşturan kişi olarak, güvenilir sonuçlar aldığınızdan emin olmak için kendinizi önyargıya karşı korumak çok önemlidir. Yıllar içinde, farklı araştırma önyargılarının önüne geçmek için tarafsız ifadeler, yapı ve stil gibi en iyi uygulamalar geliştirdik. Ancak dikkatli olmazsanız, istemeden de olsa anketinizde önyargı yaratmanız mümkündür.

Araştırmadaki farklı önyargı türlerinin çoğu, doğrudan anket yazarından gelir. Oldukça beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan bu önyargı, anketi oluşturan kişilerin istenilen amaca ulaşmak için sonuçları istemeden de olsa etkilemesinden kaynaklanır. Ancak bunu yaparken, sonuçların güvenilirliğini ve değerini de etkilerler.

Bu tür önyargılardan kaçınabilir misiniz?

Evet! Araştırmalardaki 4 önyargı türünü ve anketinizi bunları proaktif olarak ele alınacak şekilde tasarlamaya yönelik ipuçlarını burada bulabilirsiniz:

Yanlış sorular sorarsanız, doğru cevapları alamazsınız. Ne yazık ki, anket konusunu ele almayı başaramayan sorular, anket sonuçlarını riske atabilir. Diyelim ki, çalışanlarınızın en sevdiği pizza türünü öğrenmek için bir anket oluşturdunuz. Sorunuzu “En çok sosisli pizzayı mı, salamlı pizzayı mı yoksa vejetaryen pizzayı mı seversiniz?” şeklinde soruyorsunuz. Diğer birçok pizza türü olmasına rağmen, aklınıza gelmediği için onları soruya dahil etmediniz. Ancak bu durumda en sevilen pizzayı öğrenmek yerine, çalışanların bu üç pizza arasındaki tercihini ölçmüş olursunuz.

İpucu: Keşifsel araştırma, sorularınızın kapsamlı ve eksiksiz olduğundan emin olmanın en iyi yoludur. Öncelikle küçük bir gruba açık uçlu sorularla anket yaparak, anket konunuzun kapsamı hakkında daha iyi bir perspektif elde edebilir, yanıtlayanlar için önemli olabilecek seçenekleri gözden kaçırma riskini azaltabilirsiniz. Ayrıca, geçmişte hangi kategorilerin ve konuların yanıtlayanlar arasında popüler olduğunu öğrenmek için benzer anketleri incelemek isteyebilirsiniz.

Yanıtlayan grubunuzu seçmek çok basitmiş gibi görünebilir, ancak bu aşamada genellikle seçim öryargısı olarak adlandırılan bir durum meydana gelebilir. Bir anket yaparken, anket hedeflerinize uyan bir popülasyonu hedeflemek şarttır. Yanlış katılımcıları anketinize dahil eder veya anketinizden çıkarırsanız, çarpık veri sonuçları alabilirsiniz.

Bu önyargı genellikle açıkça tanımlanmış bir hedef popülasyonun olmadığı durumlarda gerçekleşir. Örneğin, anketinizi ekonomik durumu düşük kişilerle sınırlandırmak istediğinizi varsayalım. Bu popülasyon birçok şekilde tanımlanabilir: Düşük gelirli insanlar, harcanabilir geliri olmayanlar veya mülkleri, gelirleri ve borçları dikkate alındığında net değeri düşük olan insanlar. Bu üç tanımlamanın her biri, ulaşmayı umduğunuz geniş popülasyona hitap etmek için başarıyla kullanılabilir. Ancak her tanım, çalışmanız için farklı sonuçlar sağlayabilir.

İpucu: Yanlış kişilerle anket yapmamak için, projenize başlamadan önce anket hedeflerinizi yerine getirmek için ihtiyaç duyduğunuz yanıtlayan şartlarını açıkça tanımladığınızdan emin olun. Bu adım, anket sonuçlarınıza uygun bir kapsam sağlayacaktır. Ayrıca raporlarınızda ve bulgularınızda, popülasyonunuzu daha spesifik bir şekilde dile getirmeyi unutmayın. Fakir, zengin, büyük veya küçük gibi terimlerin kullanılması yanlış yorumlamaya neden olabilir.

Bazı ölçme yöntemleri, bazı kişilerin araştırmanıza katılmasını zor, hatta imkansız hale getirebilir. Örneğin, işe gidip gelen insanları araştırırken sadece sokakta gördüğünüz kişilerle anket yaparsanız, bisiklet veya araç kullanan kişileri temsil eden bir örnek alamayabilirsiniz. Potansiyel yanıtlayanları rastgele olmayan bir şekilde anket dışında bıraktığınızda, panele katılan kişilerle panele katılmayan kişilerin fikirlerinin farklı olması anketinizde önyargıya neden olabilirsiniz.

İpucu: Bu araştırma önyargısını sınırlandırmanın en iyi yolu, tüm potansiyel katılımcılara anketinize katılmaları için aynı ölçüde şans vermektir. İşe gidip gelen kişilerle yaptığımız anket örneğinde, şehrinizde yaşayan herkese çevrimiçi bir anket göndermek veya bazı yerel işletmelerden anketinizi tüm çalışanlarına göndermelerini istemek daha iyi olabilir.

Bu önyargı, ham verilerin yanlış yorumlanan bulgulara dönüştürülmesiyle ortaya çıkar. Genellikle, anket sonuçlarının yanlış yorumlanmasına yol açan, uygunsuz veya yanlış istatistiksel teknikler söz konusudur. Örneğin, anketi oluşturan kişi hipotezini doğrulayan bir bulgu ile karşılaştığında, anket sonucunun yanıtlayanların yalnızca çok az bir kısmına dayandığını görmezden gelerek önyargıya neden olabilir.

Örnek boyut hesaplayıcımızı kullanarak, sonuçlarınızın kesin kararlar almanız için gereken örnek boyutuna sahip olduğundan emin olun.

İpucu: Bu önyargı, çoğu zaman veri analizi stratejinizi bilgi topladıktan sonra geliştirmenizden kaynaklanır. Bu tür bir önyargıdan kaçınmak için, anketinizi yazmadan önce bir veri analizi planı oluşturun. Daha sonra aklınızdaki analize uygun olacağını bildiğiniz sorularınızı yazın. Örneğin, sonuçlarınızı sayısal olarak ölçmek istiyorsanız, çoktan seçmeli bir soru kullanın. Son olarak, anket yazılımınızda bulunan farklı analitik araçları değerlendirin. Bu şekilde, anketinizi oluşturmadan önce mümkün olan ve olmayan analiz türlerini öğrenmiş olursunuz.

Araştırma sırasında bu dört önyargı türünden kaçınmak ilk başta zor görünebilir. Ancak anketinizin amacına sadık kalarak anketinizde ele alınan konuları net bir şekilde anlayabilirseniz, araştırmadaki bu önyargı türlerini ortadan kaldırmanız mümkün olacaktır.

Basitçe söylemek gerekirse: Anketinize başlamadan önce planlama yapmanız gerekir. Yukarıdaki dört madde üzerinde düşünmek ve anket planınızın bunları dikkate alıp almadığını değerlendirmek için zaman ayırın. Araştırma yöntemlerinin sağlamlığından emin olduktan sonra, sonuçlarınızın sizi hayal kırıklığına uğratmayacağı konusunda rahat olabilirsiniz.